Yeni Halk Cephesi (Nouveau Front populaire) adıyla parlamento seçimlerinin ikinci turunu kazanarak ülkede yeni bir sayfa açan sol ittifakın başarısı, büyük ölçüde aşırı sağcı National Rally Partisi’nin durdurulması yönündeki halk talepleriydi. Şimdi sorulması gereken kilit soru ise oldukça kırılgan olan bu ittifakın devam edip edemeyeceğidir.
Yeni Halk Cephesi merkez soldaki Sosyalist Parti ve Yeşiller Partisi ile oyun Eğmeyen Fransa ve Komünist Parti’yi içeriyor. İttifakın politika pozisyonları arasında Emmanuel Macron’un geçen yıl yükselttiği emeklilik yaşının düşürülmesi, sosyal refah, çevre koruma ve sağlık hizmetlerine yönelik hükümet harcamalarının büyük ölçüde artırılması yer alıyor. Ancak her şeyden önce ittifak, sol partilerin aşırı sağı engelleme yönündeki ortak hedefiyle şekillendi. Yeni Halk Cephesi’nin adı, 1930’larda faşizme direnmek amacıyla kurulan sol ittifaka gönderme yaparak ciddi bir motivasyon sağladı.
Pazar günkü tahminlerin ardından, ittifakın en tanınmış siyasetçisi Jean-Luc Mélenchon ittifakın sözcü olarak basının önüne geçti ve Macron’u ittifaka hükümet kurma yetkisini vermeye davet etti. Ancak Mélenchon, Yeni Halk Cephesi’nin daha ılımlı üyelerinden bazıları tarafından bile aşırı radikal olarak değerlendiriliyor ve Macron’un merkezcilerinin böyle bir koalisyonu desteklemesi de pek olası değil.
Macron geçen ay, sol ittifakın antisemitizmi teşvik eden veya Fransız demokratik değerlerini başka şekillerde ihlal eden partileri içerdiğini iddia etmişti. Macron ayrıca “Siyasi yelpazenin her iki ucunda da neredeyse hiçbir konuda anlaşamayan doğal olmayan ittifaklarımız var” yorumunda bulunmuştu.
Yeni Halk Cephesi’nin ılımlı üyeleri ittifaklarını bırakıp Macron’un koalisyonuyla güçlerini birleştirmedikçe, meclisteki çoğunluğunun desteklediği alması imkansıza yakın.
İttifak içindeki gerginliklerin son günlerde arttığı da yadsınamaz bir gerçek. Seçimlere günler kala, daha açık ifade etmek gerekirse Perşembe günü solun en karizmatik isimlerinden François Raffin’in Mélenchon’un partisinden istifa etmesi bu gerilimin patlama noktası oldu.
İttifakın oluşumu sırasında sol partiler her seçim bölgesi için bir aday gösterme konusunda anlaşmışlardı. Ancak Mélenchon’un partisinin özellikle yüksek sayıda sandalye kazanması, aralarında Fransız siyasetini şekillendiren Sosyalist Parti’nin de bulunduğu ılımlı solu dehşete düşürmüş durumda.
Siyasi ittifakların ortak bir “düşman”a karşı kolay kurulup alınan zaferden sonra daha da kolay bir şekilde ayrışmaları, Fransa’da da ülkemizde de sıklıkla yaşanan bir fenomen olduğundan buna elbette sürpriz gözüyle bakmamak gerekir. Şimdi Fransa’nın geleceği Yeni Halk Cephesi liderlerinin birlikte yürüyebilme kabiliyetlerine kalmış durumda. Fakat Fransa siyasi tarihi bu tarz yürüyüşlerin kısa sürdüğünü gösteriyor.